Zeytin, ülkemiz ekonomisinde en önemli ilk on tarımsal ürün içerisinde yer almaktadır. Zeytin bitkisel yağ açısından zengindir ve bu nedenle doğrudan tüketiminin yanı sıra zeytinyağı olarak da tüketilmektedir. İnsan sağlığına olumlu etkileri nedeniyle insan beslenmesinde vazgeçilmez bir ürün olan zeytin dünyada önemi giderek artan bir üründür.


Dünyada 37 ülkede zeytin yetiştiriciliği ve üretimi yapılmakta olup, ekonomik kazanç açısından toplam 7,5 milyon hektar alan zeytin tarımına ayrılmakta veya tahsis edilmektedir. Dünya zeytinciliği için en uygun bölge Akdeniz Bölgesi’dir. Dünya zeytin üretim alanının yaklaşık %95’i Kuzey Akdeniz Bölgesi’nde yer almaktadır. Bu doğrultuda Türkiye, Yunanistan, İtalya, İspanya, Fransa’nın güneyi, Kuzey Afrika ve bazı Ortadoğu ülkelerinde zeytin üretiminin yapıldığı ülkelerdir. 


2022 yılında TÜİK verilerine göre dane zeytin üretimi 2.976.000 ton olup, bunun %32'si sofralık, %60'ı ise yağlık zeytindir. 


2023 yılı TÜİK bitkisel üretim tahminine göre, dane zeytin üretimi ise 2.232.000 tondur.


2021/2022’de dünya sofralık zeytin üretimi geçen yıla göre yaklaşık aynı kalmış, 2022/23’ de Türkiye’de artış, İspanya’da azalış vardır. Sofralık zeytin 2021/22 sezonunda en çok üretimi İspanya, Mısır ve Türkiye gerçekleştirmiştir.


Yağ üretiminde zeytin yetiştiriciliğinin ayrı bir önemi olan Türkiye, zeytinyağı üreten ve ihraç eden ülkeler arasında önemli bir konuma sahiptir.


Zeytin Zararlıları ve Hastalıkları ile Nasıl Mücadele Edilir?

Zeytin üretiminden yüksek verim alınması önemlidir. Tarım ürünlerinde yüksek verim için bitkilerin yetiştirilmesi sırasında ortaya çıkan hastalıklarla ve zararlılarla mücadele önemli bir konudur. 


Önemli Zeytin Hastalıkları ve Mücadelesi

Zeytin yetiştiriciliğinde sıkça görülen hastalıklar; zeytin dal kanseri, vertisilyum solgunluğu, halkalı leke hastalığı ve antraknoz olarak sıralanabilir. Her hastalık zeytin ağaçlarında farklı belirtiler ortaya çıkarmaktadır. 


1. Zeytin Dal Kanseri (Pseudomonas savastanoi pv. savastanoi)

Zeytin ağacının gövde, dal ve sürgünlerinde değişik büyüklükte ur ve siğiller şeklinde görülür. Yıllık sürgünlerde yaprak, çiçek ve meyve dökümü sonucu açılan yara yerlerinde oluşan siğiller küçük, yuvarlak ve süngerimsidir. Hasat strasindaki sırik vuruğu, dolu yarası ve budama hataları nedeniyle oluşan yaranın şekline göre, urların büyüklükleri de değişmektedir. Don çatlaklarında meydana gelen urlar ise çatlaklar boyunca dalı sarmış olarak görülür.


Genç sürgünlerdeki yaprak, çiçek ve meyve dökümü sonucu oluşan yaralarda siğiller meydana gelir ve dallar çıplak bir görünüm alır.


zeytin dali sigil

 


zeytin surgunu yarasi

 


Kültürel Önlemler: 


Zeytin dikimine elverişli olmayan, sık sık don olaylarının meydana geldiği bölgelere, zeytin dikilmemelidir. 


Fazla su tutan, tabanı killi topraklarda zeytin dikiminden kaçınılmalı, dikim yapılmışsa toprağın fazla suyu, drenaj yapılarak akıtılmalıdır.


Zeytin ağaçlarına gereğinden fazla azotlu gübre verilmemelidir. 


Budama artıkları bahçeden uzaklaştırılmalıdır. 


2. Vertisilyum Solgunluğu (Verticillium dahliae)

Vertisilyum solgunluğu hastalığının ani ve yavaş solgunluk olmak üzere 2 tip belirtisi bulunmaktadır;


Ani solgunluk: Bu durum kış sonundan erken ilkbahara kadar görülür. Sürgün ve dallar aniden kurur. Kabuk dokusu erguvan rengine döner. Böyle bir dalın kabuğunun altından boyuna kesitler alındığında iletim demetleri koyu kestane renge dönüştüğü görülür. Hastalıklı ağaçların sürgün ve dalları kuruyarak ölür. 


Yavaş solgunluk: İlkbaharda görülmeye başlanır. Çiçeklerdeki belirtiler yapraklardan önce ortaya çıkar. Hastalık çiçeklenme döneminin başında olursa çiçekler dökülebilir. Mumyalaşan çiçek tomurcukları kahverengileşerek ölür ve ağaçta asılı kalır. Hastalıklı dallardaki yapraklar önce mat yeşil renklidir. Uç yapraklar dışındakiler kurumadan dökülür. Hastalıklı sürgünlerde iletim demetleri koyu kahverengidir. Hastalık zeytin ağaçlarında verim düşüklüğü ve ölüme neden olmaktadır.


 


zeytinde solgunluk

 


Kültürel Önlemler: 


Sağlıklı üretim materyali kullanılmalıdır. 


Toprak işleme yüzeysel ve ağacın taç izdüşümüne girmeden yapılmalıdır. 


Gübreleme yaprak ve toprak analiz sonuçlarına göre yapılmalıdır. Aşırı azotlu gübrelemeden kaçınılmalıdır. 


Zeytin bahçelerinde hastalığın bulaşma ve taşınma riskini arttırdığı için kesinlikle ara tarım yapılmamalı, yabancı otlarla da mücadele edilmelidir.


 


3. Halkalı Leke Hastalığı  (Spilocaea oleaginea = Cycloconium oleaginum)

İlk belirtiler ilkbaharda yaprak üst yüzeyinde görülen siyahımsı-gri renkte yuvarlak nokta şeklindeki lekelerdir. Bu noktaların olduğu bölgede renk açılır, etrafında açık renkli bir halka oluşur. Bunu dıştan ikinci bir halka çevirir. Bu görünüm nedeni ile hastalığa halkalı leke denmektedir. Hastalıklı yapraklar dökülür. Bu da verim azalmasına ve erken meyve dökümüne yol açar.


 


Zeytinde Halkalı Leke Hastalığı  

Cycloconium oleaginum

Kültürel önlemler: 


Ağır su tutan topraklarda, nemli yerlerde zeytinlik tesis edilmemeli, tesis edildiyse drenaj kanalları açılarak fazla su akıtılmalıdır.


Gübreleme ve sulama tekniğine uygun yapılmalıdır. Fazla azotlu gübre kullanılmamalıdır.


Ağaçlar havalanacak ve ışık alacak şekilde budanmalı, kuru dal ve dalcıklar budanarak temizlenmelidir.


Yere dökülen lekeli yapraklar toplanıp yakılmalı veya sürülerek gömülmelidir.


Kimyasal Mücadele:


Halkalı leke hastalığının kimyasal mücadelesinde kullanılacak bitki koruma çözümlerimiz ve dozları aşağıda verilmiştir.


4. Antraknoz (Colletotrichum gloeosporioides = Gloeosporium olivarum)

Zeytin meyvelerindeki ilk belirtiler meyveler olgunlaştığında düzenli veya düzensiz şekilde kahverengileşme şeklinde görülür. Meyvenin büyümesiyle birlikte lezyonlar birleşerek meyvenin tamamını çürütebilir. Hastalık belirtisi genellikle meyvenin uç kısmında basık içe çökmüş lezyon şeklindedir. Çürüyen meyve en sonunda mumyalaşır. Meyve dokusu sertleşerek derimsi görünüm alarak dalda asılı kalır. Hastalığın şiddetli enfeksiyon yaptığı yıllarda % 50’ye varan oranda verim kaybı olabilmektedir. Zeytin antraknozu meyvenin sofralık özelliğini kaybetmesine neden olmakta, bunun yanı sıra bu meyvelerden elde edilen zeytinyağlarının asitliğini ve peroksit değerini yükselterek yağ kalitesini olumsuz etkilemektedir.


Kültürel Önlemler: 


Yere dökülen hastalıklı yaprak ve meyveler toplanmalı ve imha edilmelidir. 


Hastalığın şiddetini azaltmak için Zeytin sineği mücadelesi yapılmalıdır. 


Yabancı ot mücadelesi yapılmalıdır. Enfekteli dallar budanmalı ve imha edilmelidir.


Önemli Zeytin Zararlıları Ve Mücadelesi

Zeytin yetiştiriciliğinde sıkça görülen zararlılar; zeytin sineği, zeytin güvesi, zeytin kabuklu biti, zeytin kara koşnili ve zeytinde pamuklu biti olarak sıralanabilir. Zararlılar zeytin ağaçlarında zarar şekilleri ve belirtileri farklıdır.


1. Zeytin sineği (Bactrocera oleae)

Tanımı ve Yaşayışı


Baş ve antenler sarı, göğüs üzerinde 3 adet açık kahverenginde bantlar vardır. Larva, bacaksız ve şeffaf beyaz renklidir. Zeytin sineği çoğunlukla kışı toprağın 2-5 cm derinliğinde pupa halinde veya zeytinlik ve fundalıklarda ergin halinde geçirir. 


Erginler, toprak sıcaklığının 10 °C’yi bulmasından itibaren, ender olarak nisan başlarında, genel olarak hazirandan itibaren topraktan çıkmaya başlarlar. Ege Bölgesinde 4-5, Marmara Bölgesinde 3-4, Güney Doğu Anadolu Bölgesinde 2-5, Karadeniz Bölgesinde 3-4 döl vermektedir. Bir dölün gelişme süresi 30-40 gün kadardır.